'Ahu Yağtu Türk kadınını temsil eden bir ışığa sahip'
'Ahu Yağtu Türk kadınını temsil eden bir ışığa sahip'
Röportaj:Bade ÇAKAR
Fotoğraflar:Lara SAYILGAN
Türkiye’nin başarılı haute couture tasarımcılarından Cengiz Abazoğlu bu sezon da adL ile birlikte işbirliğine devam ediyor. Son olarak adL markası için Mystery isimli koleksiyonunu yaratan Abazoğlu, gizemin içinde saklı olduğu sadelik ve şıklığı bu koleksiyon ile ön plana çıkartmış. Cengiz Abazoğlu ile ünlü oyuncu ve manken Ahu Yağtu’nun tanıttığı son koleksiyonunu, kendi markasını ve gelecek planlarını konuştuk.
'Ahu Yağtu Türk kadınını temsil eden bir ışığa sahip'
Altı sezondur adL ile işbirliği içerisindesiniz. Bu birlikteliğin bu kadar uzun süreceğini düşünüyor muydunuz?
Cengiz Abazoğlu: Açıkçası bu işbirliğimizin bu kadar uzun süreceğini tahmin etmezdim. Tek sezon diyerek başlamış olduğumuz birlikteliğimiz bir serüven oldu ve uzun yıllardır devam ediyor. İlk tanıştığımız andan itibaren enerjilerimizin çok uyumlu olduğunu hissettim. Birlikte bir çekim alanı oluşturduk ve harika bir etkileşim yakaladık. Öncelikle karşılıklı iyi niyet anlayışımız ve uyumlu çalışmamız yolculuğumuzu uzatıyor. adL ile o kadar özdeşmiş durumdayız ki artık insanlar bizi tek bir marka olarak algılıyorlar.
adL + Cengiz Abazoğlu işbirliğinin bu kadar başarılı olmasının nedeni nedir?
Abazoğlu: En önemlisi disiplinli çalışma ruhu ve iş ahlakına duyulan saygı. Ayrıca aynı düşünceler etrafında birleşiyor olmamız adL ile iş birlikteliğimizin başarısını etkiliyor.
Mystery adlı yeni koleksiyonunuzu biraz anlatabilir misiniz? Koleksiyonda öne çıkan parçalar neler?
Abazoğlu: Dokularla zenginleştirilmiş ve kesimlerle şekillenen modern tasarımları taşıyan minimal, modern ve rafine görünümlü bir adL kadını hayal ederek koleksiyonumuzu oluşturduk. Kapalı mekanlardan sokağa, gündüzden geceye geçişi sağlayabilecek zamansız parçalardan oluşan spesifik bir çalışma hazırladık.
Bu koleksiyonu yaratırken ilhamınızı nereden aldınız?
Abazoğlu: Hazırlayacağım her koleksiyon öncesinde mutlaka yurtdışı seyahatleri gerçekleştiriyorum. Gerçekleştirdiğim her seyahatte aynı müzeyi ve galeriyi gezsem de farklı bakış açıları yakalamaktayım. Bu koleksiyonu da Münih seyahatinde görmüş olduğum bir sanat eserinden ilham alarak oluşturdum.
Tasarımlarınızın ‘olmazsa olmaz’ları var mı?
Abazoğlu: Tüm meslek hayatım boyunca gerçekleştirmiş olduğum tüm tasarımlarda tek bir çıkış noktam var: Tıpkı adL kadını gibi elegan, kibar ve sezonu takip eden bir kadın. Benim olmazsa olmazım ‘Lady Look’ bir görünüm.
Başka bir markaya koleksiyon hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz? Kendi markanıza tasarladıklarınızdan daha farklı bir süreç mi oluyor?
Abazoğlu: Gerçekleştirilen her tasarımın ardında bir hikaye gizlidir ve bu hikaye bir koleksiyonun oluşmasını sağlar. Bu yüzden kendi markamda ya da diğer markalarla olan çalışmalarda farklı bir yol izlemem.
'Ahu Yağtu Türk kadınını temsil eden bir ışığa sahip'
Bu koleksiyon için Ahu Yağtu ile çalıştınız. Nasıl bir işbirliği oldu?
Abazoğlu: Daha önceki dönemlerde Ahu Yağtu birçok defilemde yer aldı. adL’nin marka yüzü oluşuna karar verildiğinde çok güzel bir fikir olduğunu düşündüm. Ahu Yağtu ile adL arasında müthiş bir uyum var. Ahu Yağtu, zarif Türk kadınını temsil eden bir ışığa sahip.
Hem haute couture hem de hazır giyim yapan bir isimsiniz. Hangisinden daha çok keyif alıyorsunuz?
Abazoğlu: Gerçekleştirilen her çalışma ciddi emek içeriyor. Açıkçası ayrım yapabilmek çok zor. Fakat 7-8 yıldır hazır giyim hayatımda yer alsa da, haute couture benim için çok şey ifade ediyor. Asla vazgeçemeyeceğimi ve ilk göz ağrım olduğunu belirtmek isterim.
Kişiye özel tasarımlar yaparken karşınızda size istediğini anlatan birisi var, hazır giyim koleksiyonu hazırlarken kafanızda bir kadın canlanıyor mu?
Kimlere hitap eden bir koleksiyon hazırlıyorsunuz?
Abazoğlu: Bir hazır giyim koleksiyonu hazırlarken her şey bilmece gibi aslında. Çalışma sırasında tasarımcının çözmesi gereken kıvrak noktalar bulunuyor. adL’nin profesyonel tasarım ekibiyle birlikte bunları göz önüne alarak ana fikirlere yönelmeye ve geniş kitleleri anlamaya gayret ediyorum.
Cemiyet hayatının önde gelen isimlerini giydiriyorsunuz. Sizce Türk kadını nasıl giyiniyor?
Abazoğlu: Yaklaşık 20 yıldır Türk ekonomisine yön veren ailelerin giysilerini tasarlıyorum ve birçoğunun gardırobunda onlarca imzam var. Bugün markaların gerçekleştirmiş olduğu işbirlikleri ve hızlı moda alanında hizmet veren birçok iyi firmanın varlığı ile birlikte sokaktaki bir vatandaşın da hoş bir görünüme bürünmesi mümkün. adL ile tasarladığımız koleksiyon, mantıklı bütçelerle şıklık elde edilebileceğini ispat eder durumda. Kısacası Türk kadını giyinmeyi biliyor.
'Ahu Yağtu Türk kadınını temsil eden bir ışığa sahip'
Kadınların en çok yaptıkları stil hatası sizce nedir? Kadınlar nelere dikkat etmeli?
Abazoğlu: Sezonda her ön plana çıkan detayın kullanılması en büyük hata. Bence şıklık sadelikten gelir. adL ile olan işbirliğimizde şık kadını temsil eden tasarımlarımız sadelikten ilham alıyor. Ayrıca kadınların vücut proporsiyonlarını tanıyarak akıllı alışveriş yapmaları şıklığın sırları arasında.
Uzun süredir Fashion Week İstanbul’a adL ile birlikte katılıyorsunuz. Kendi markanızda hazır giyim defileniz olacak mı? Yoksa aynı şekilde mi devam edeceksiniz?
Abazoğlu: Kendi hazır giyim markamı, Münih ve Paris’te profesyonel alıcılardan oluşan ticari showroom alanlarında sergiliyorum. adL ile olan birlikteliğimiz doğrultusunda moda haftalarına katılımımız devam edecek. Aynı hafta içerisinde her iki markayla da defilede yer almak bana çok doğru gelmiyor. adL ile birlikte daha geniş kitlelere ulaşabilmekteyiz.
Son dönemlerde Türkiye’de tasarımın önemi arttı ve genç tasarımcılar çoğaldı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Abazoğlu: Modayla ön plana çıkan New York ve Paris gibi şehirlerde bir etkinlikte ortalama olarak 300 koleksiyon sergileniyor ve bu koleksiyon tasarımcılarının büyük çoğunluğu gençlerden oluşuyor. Gençlerin de defilelerde yer almasından büyük mutluluk duyuyorum. Bizlerin de bu rakamları yakalayacak olması ise beni heyecanlandırıyor.
Beğendiğiniz ve işlerini başarılı bulduğunuz genç isimler var mı?
Abazoğlu: Sektöre genç arkadaşlarımızın katılması yeni fikirleri beraberinde getiriyor ve böylelikle heyecanlı bekleyişler başlıyor. Bu yıl moda haftasını internetten takip ettim. Gerçekten genç yetenekleri çok değerli buluyorum. Hiçbirini ayırt edemem çünkü her biri tasarım yolunda emek harcıyor.
Sizden, ilk bu sektöre başladığınız zamanla şu anki durumu karşılaştırmanızı istesem, ne derdiniz? Neler değişti?
Abazoğlu: Sektöre başladığım ilk günden bu yana birçok gelişime ve değişime tanık oldum. Bu gelişimler sayesinde istediğimizi ve daha da önemlisi tasarım yolunda hayal ettiğimiz her şeyi gerçekleştirebilmemiz mümkün.
Yurtdışında da defileler gerçekleştirdiniz. Türkiye’nin yurtdışına yetişmesi için daha uzun bir yol var mı?
Abazoğlu: Üç hafta önceki Münih defilemde ve yurtdışı gezilerimde gördüm ki teknik donanım da dahil, organizasyon anlamında bizden çok da büyük farklılıklar mevcut değil yurtdışında. Bizim moda haftamız daha çok yeni. Zaman içerisinde her şeyin iyi olacağına inanmaktayım. Daha büyük, ses getirecek organizasyon ve koleksiyonlara imza atacağımızdan hiç şüphem yok.
'Ahu Yağtu Türk kadınını temsil eden bir ışığa sahip'
Tasarımcılar için yurtdışı önemli bir pazar. Son dönemlerde birçok tasarımcı yurtdışı fuarlarında yer alıyor. Siz de yurtdışı fuarlarına katılıyor musunuz?
Abazoğlu: Günümüzde moda global boyutlara ulaştı ve bizim hedefimiz de geniş kitlelere ulaşabilmek. Bu noktada fuarlar, koleksiyon tanıtımlarının sağlanması, pazarlanması ve yeni tasarımcıların kendini tanıtması yolunda önemli bir adres oldu.
'Ahu Yağtu Türk kadınını temsil eden bir ışığa sahip'
Yurtdışında mağaza açmak gibi bir düşünceniz var mı?
Abazoğlu: Yurtdışı çalışmalarımızda mağaza yerine corner sistemiyle ilerlemekteyiz. Şu an corner’lar dışında mağaza açma gibi bir çalışmamız yok.