Modanın yeni 'Normal'leri
YAZI BADE ÇAKAR bade.cakar@sabah.com.tr
Covid-19 salgını tüm dünyada hayatı adeta durdurdu. Her alanda hızlı tüketim yaşarken, bir anda frene basmak, hem maddi hem de manevi etkilere neden oldu. Özellikle ekonomik olarak büyük zararların oluştuğu bu süreçte moda dünyası en derin darbeyi alanlardandı. Çin'deki lokal bir salgın olarak düşünülürken pandemiye dönüşen koronavirus, Milano Moda Haftası'nı yarıda kesti. Moda dünyasının üretim merkezleri Avrupa ve Asya'da fabrikalar kapanmaya başladı, üretimler durdu, gerçekleşecek etkinlikler askıya alındı. Mağazaların kapanması küçük markaların yanı sıra dünya devlerini de iflasın eşiğine getirdi. Son birkaç aydır Dior, Chanel gibi dünya markaları, yeni koleksiyonları, giydirdiği isimlerle değil, koronavirüs ile mücadele haberleriyle duyuluyor. Lüks tasarımların yaratıldığı, yeni trendlerin belirlendiği atölyeler, maske ve önlük üretmeye başladı. Bir nevi bu zamana kadar doğaya verdiği zararların karşılığını veriyor. Doğaya zarar veren endüstrilerin başında gelen moda endüstrisinde zaten uzun süredir sürdürülebilir anlayışın yönettiği üretim ve tasarım süreci önemi konuşuluyordu ancak hızlı modadan vazgeçmek de kolay değil. Sadece bir gece giymek için alınan parçalar için harcanan su ve emek göz ardı edilmeye devam ediyor. Ardı ardına çıkan koleksiyonlar, her gün yeni bir trend, yeni bir tasarım ve yeni bir algı sonucu yapılan alışveriş çılgınlığının sonu bu şekilde olacakmış demek ki.
Yaşanan olaylardan sonra insanların evlerinde izolasyon süreci geçirmesi, birçok ayrıntıyı fark etmesine neden oldu. Gereksiz alışverişler, hayattaki fazlalıklar ve gelecek kaygısı... Karantina döneminde, online alışveriş altın çağını yaşıyor olsa da modaya bakış açımız bir noktada değişti. Dönemin popüler trendleri, bir parça almaktan ziyade kendin-yap projeleriyle elindeki kullanılmayan kıyafetleri yenilemeye yöneltti. Aslında uzun süredir modada yönelmeye çalışılan 'recycle-geri dönüşüm' algısı izolasyon süresinde hobi olsun diye hayatımıza kolayca girdi. Evde yapılan batik tekniği uygulamaları, kendi tasarımını yaratma, kesip biçip bambaşka hale getirilen kıyafetler, bize aslında kolayca yapılabilecek parçalara para vermenin saçmalığını göstermiş oldu. Yine dönemin bir akımı gardırop düzenlemesi...
azaların altında, çekmecelerin derinliklerinde unutulan eski kıyafetler çıkartıldı ve aslında sürekli alırken ne kadar benzer parçalara para verdiğimiz de ortaya çıktı. Alışveriş tutkusu, pandemi döneminde etkisini biraz kaybetti. Gelip geçiçi trend tasarımların etkisinde kalan zamansız parçaların değeri tekrardan anlaşıldı. Uzmanlar, uzun ömürlü klasiklerin bundan sonra norm haline geleceğini düşünüyor. Donatella Versace, Rick Owens ve Vetements gibi tasarımcılar, yavaşlamak ve mevsimsiz kıyafetler yaratmak için sabırsızlandıklarını belirttiler bile... Üretimin bu dönem durması, ara sezon koleksiyonlarının iptaline de neden oldu. Bir nevi öze geri dönüşün yaşandığı bu dönemde 'yenilik' önemini yitirdi. Sürekli yeniyi aramak yerine elimizdekilerle ve mantıklı adımlarla ilerlemek önem kazanmaya başladı. Bu dönemde iptal olan etkinliklerin yanı sıra online platformlar önem kazandı. Evde oturuken bir sanat galerisini gezebiliyor, sevdiğin bir sanatçıyı canlı canlı dinleyebiliyorsun. Bunun kabul edilebilir olması birçok yeni projeye yol açtı. Dergi çekimleri; facetime, zoom gibi uygulamalar üzerinden yapılırken, koleksiyonlar evlerde tanıtılmaya başladı. Modanın genç ve inovatif isimlerinden Jacquemus, yaz koleksiyonunu Bella Hadid ile birlikte tanıttı mesela... Normalde geniş ekiplerle gerçekleşen moda çekimleri bir anda minimum bir hale dönüşmüş oldu böylelikle...
Kendi tasarladığı saç ve makyajla tamamen Bella Hadid'e ait bir çekim! Podyumun en güçlü isimleri evlerinde telefonlarının karşısında poz vermeye başladı. Aynı şekilde her sene amfAR işbirliğiyle, Carine Roitfeld tarafından gerçekleştirilen yardım defilesi ilk defa sanal olarak 'CR Runway Against Covid-19' adıyla yapıldı. Karlie Kloss, Isabeli Fontana, Alessandra Ambrosio gibi isimler kendi evlerini podyuma çevirerek, kamera karşısında yürüdü... Youtube'da yayınlanan defile sonucu toplanan yardım ise Covid-19 mücadelesi için kullanılacak. Tamamen durmak yerine dönemin şartlarına kendini uydurmaya başlayan moda dünyası, oldukça hızlı bir şekilde sanal dünyaya adapte oldu. Kısa süre önce moda haftalarının da sanal platforma taşınacağı açıklandı. Paris ve Milano Moda Haftası sanal olarak gerçekleşecek. Gelenekselden sanala geçişin nasıl olacağı tam olarak açıklanmasa da çoğunlukla film ve video konseptiyle olacak.
Tabii bu sisteme herkes olumlu bakmadı. Birçok moda evi, gelecek stratejilerine odaklanabilmek adına yeni koleksiyon üretimi yapmamaya karar vererek, moda haftasına çıkmayacağını açıkladı. Bunların başında da Saint Laurent geliyor. Paris Moda Haftası'nın yıldız isimlerinden Saint Laurent, devam eden koronavirüs krizi nedeniyle yılın geri kalanında kendi programına odaklanmak için Paris Moda Haftası'nda yer almayacağını açıkladı. Moda evi, "Mevcut durumun ve radikal değişim dalgalarının farkında olan Saint Laurent, temposunun kontrolünü ele geçirmeye ve programını yeniden şekillendirmeye karar verdi. Saint Laurent koleksiyonlarını 2020'nin önceden belirlenmiş programlarından hiçbirinde sunmayacak" dedi. hiçbirinde sunmayacak" dedi. Gün geçtikçe yeni normallerle karşılaştığımız bu dönemde alışveriş alışkanlıkları ve hızlı moda anlayışı değişmeye başladı bile...
Moda evleri ekonomik nedenlerden dolayı yavaşlamak zorunda kalırken insanların bitmek bilmez tüketim saplantısı da ortadan kalkıyor. Küçük detayların değerinin anlaşıldığı bu dönemde sürdürülebilir yaşamın bir zorunluluk olduğu da ortaya çok net bir şekilde koyuldu. Vivienne Westwood'un da söylediği gibi bundan sonra 'daha az al, iyi seç ve sürmesini sağla' mottosuyla hayatımızı sürdüreceğiz.